Yumuşaklık ve feminen formlar, mimari çözümlerden mobilya seçimlerine en popüler dönemini yaşıyor. Bu dişi şematik her ne kadar yeni bir trend olmasa da tarihçesi o kadar da gerilere uzanmıyor; uzunca bir süre daha da tasarımcılara ilham vermeye devam edecekmiş gibi görünüyor. Günümüz mekanları düzenlenirken oluşabilecek sert çizgiler ve keskin temalara mümkün olduğunca müdahale ediliyor ve genel görünüm köşesiz mobilya gruplarıyla yumuşatılıyor.

Masa, lamba, puf ve koltuklara dikkat edildiğinde neredeyse yeni tasarım ürünü olarak adlandırılabilecek mobilyaların tamamının, yakın zamana kadar revaçta olan dik açılı şekillerinden kurtulduklarını ve yuvarlatıldıklarını görebilirsiniz. Yeni nesil sandalyeler ve tabureler dahi eski katı ve düz biçimlerinin tersine artık yumuşatılmış gövdelere sahip. Bu trendin yansımalarını ayrıca vazo, mum ve iç mekanlarda ana parçalara eşlik eden diğer aksesuarlarda da görmek mümkün.

İç mimari anlamında ise kullanılacak kavisli ve kemerli objeler yuvarlak düzenlere uyumlu olacak şekilde planlanıyor. Nişler, aydınlatmalar, büyük duvar aynaları ve yuvarlak teşhir detayları bu doğrultuda tasarlanıp üretilerek yaşam alanlarına yerleştiriliyor.