Retro-fütürizmi konsept olarak geçmişle geleceğin, nostaljiyle ütopyanın karışımı, geçmişte rahatlık ve ilham bulurken gelecekle sürekli alakadar olmak şeklinde tanımlayabiliriz. Dekorasyon perspektifinden ise basitçe, tamamıyla yeni bir iç mekan tarzı yaratmak için 70’lerin retro esintileri ile fütüristik unsurlardan bir karışım türetmek gibi görebiliriz.

Retro-fütürizmin kökleri 1960’lara kadar uzanıyor ve stil olarak her zaman yeni estetikle geleceğin neye benzeyeceğine dair üretilen yorumları kucaklayarak, döngüler halinde trend olmaya devam ediyor. 60’larda retro-fütürizm, o dönemin pop kültürünü ilerleme ve teknolojinin ilk kavramlarıyla eğlenceli bir bilimkurgu estetiği içinde harmanlayan iyimser bir ruh haline sahip bir tür ütopik estetikti. Sonrasında ise, aslında “retro-fütürizm” teriminin de ilk kez ortaya çıktığı 1980’li yıllarda trend olarak güçlü bir şekilde tekrar geri döndü. Akımı tanımlayan terim, 1983 yılında Lloyd John Dunn tarafından nostalji (retro) ve fütürizm gibi çelişkili kavramları bir araya getirerek icat edilmişti.

Retro-fütürizm, takip eden süreçte stil olarak farklı çağlara göre kendini yeniden keşfetmeye devam etti. Günümüzde de, 2020’lerin başından itibaren hakim olan Metaverse ve yapay zekanın yükselişi sayesinde, geçmişteki temellere güvenip bir anlamda geleceğe kaçarak yeni estetiği benimsiyor. Dolayısıyla, bu tarz içinde kullanılan akışkan şekiller ortama fütüristik bir görünüm verirken aynı zamanda iç tasarımın daha organik öğelerden esinlenen bir estetikle birleştirilmesine yardımcı oluyor. Yuvarlatılmış kenarlar, yarım ay kanepeler, çakıl şeklindeki mobilyalar fütüristik estetiği hatırlatıyor, ancak mevcut tasarımı eskisinden çok daha dokunsal ve rahat kılan yeni dokular özellikle vurgulanıyor.

Modaya güncel ve fütürist bir görünüm getiren defilelerden alınan ilhamla iç dekorasyonda ortaya çıkan yeni ve parlak parçalar da bu trendin önemli bir bileşeni: Krom, gümüş ve çelikten metalik vurgular, dokunsal ve sıcak yüzeylerle bir araya getirilerek ilginç yeni görsel efektler yaratılıyor.

Retro-fütüristik tarz içinde, heykelsi ve şık şekiller alarak dekorasyonun her zamankinden daha önemli bir unsuru haline gelen aydınlatma da büyük bir yer tutuyor. Yörüngelerden, mistik şekillerden, bulutlardan ilham alan sarkıt lambalar tavanlara yeni, heyecan verici formlar getiriyor. Mimaride ve mobilyalarda çok popüler olan kavisli şekillerle, heykelsi aydınlatmalar 2024 yılının en beğenilecek dekorasyonları içinde uyumla çalışacağa benziyor.