Bir tekne için seçilecek mobilyaların sadece ihtiyaç veya rahatlık için değil, kendini ifade etme, stil ve tasarım aracı olarak planlanması gerektiği kanısındayız. Bu mobilyalar iç mekanları süslemenin yanında dış yaşam alanları yaratmak ve dekore etmek için de kullanılır. Deniz mobilyaları teknedeki her bir alanın tasarımının, konforunun ve işlevselliğinin ayrılmaz bir parçasıdır, ancak seçilen parçaların kalitesi ve tarzı, bir tekneyi aslen benzersiz ve estetik yapan kriterdir.

Deniz mobilyası trendlerinin tekne sahiplerinin kültürlerine ve uyruklarına göre büyük farklılıklar gösterdiğini söyleyebiliriz. Amerikan tarzının geleneksel tasarıma, koyu renkli ağır ahşaplara ve ergonomik rahatlığa yönelik tercihi gözlemlenebilirken; bu, Avrupa’nın çağdaş stil ve daha açık renkli ahşap zevkleriyle karşılaştırıldığında büyük bir tezat oluşturuyor ve tasarımı konforun çok önüne koyuyor.

Son yıllarda tekne mobilyası trendleri, geleneksel koyu renkli ağır ahşap ve kaplamalardan daha açık renkli ahşaplara ve hafif karbon fiber tasarıma doğru kaydı. Koyu renk ahşap teknenin iç mekanı, tarihsel olarak, ahşap ve ahşap mobilyaları korumanın tek yolunun kalın cila katmanları olması sebebiyle 18. yüzyıla kadar uzanır. Bugünün mobilya tasarımı daha fazla esneklik ve daha sık değişime açık olduğundan, bu stile ve ayrıca koruma için vernik katmanlarının gerekliliğine artık ihtiyaç duymuyoruz.

Teknelerin boyutları yıllar içinde önemli ölçüde büyümüş olsa da en büyük tekne iç mekanlarını dahi karadaki konutlarla karşılaştırmak teknik açıdan doğru bir yaklaşım değil. Bir teknedeki iç tasarımın birincil eğilimi, her zaman daha küçük alanlarda görünüşte büyük alanlar yaratmak olmalıdır. Bu, genellikle tarzı ve kişiliği ifade etmek için ara sıra renkli vurgularla ağırlıklı olarak nötr mobilyaların birlikte akıllıca kullanımıyla mümkün olabilir.

Teknede genellikle nötr kumaşlar ve mobilyalar bulunur, çünkü bunlar duvarlar ve zeminlerle kolayca uyum sağlar ve gözü daha az yorar. Daha az kesinti ile boşluk hissi yaratılırken, ihtiyaç duyulan renk sıçraması için minderler, örtüler ve dekoratif sofra takımları kullanılır.

Bir tekneyi dekore ederken, mobilya ve döşeme konusunda düşünülmesi gereken birçok madde vardır. Deniz uygulamaları için, tekne sahipleri ve tasarımcılar, iç ve dış parçalarında dayanıklılık, ağırlık, kompaktlık ve uyarlanabilirlik aramalı, mobilyalar ise ortamın amacına ve renk düzenine uygun olmalıdır. Teknedeki iç/dış mekan yaşamı göz önünde bulundurulduğunda, mobilyaların yaşam tarzının taleplerini karşılamak için tasarlanması ve bakımının yanı sıra değişken nem ve sıcaklıkları da akılda tutmakta fayda var. Bu doğrultuda yalnızca tekne sahibinin kişisel ihtiyaç ve tercihleri değil, aynı zamanda doğru boyut ve ölçekte hazırlanmış özel tasarım mobilyalara yatırım yapmak doğru olacaktır.

Çoğu iç mekan mobilyası, tasarımında “büyük boy” olma eğilimindedir ve doğaları gereği ağır olan mobilyalar, kalite ve lüks yanılsamasını beraberinde getirir. Teknede ise özel parçalar sipariş ederek, parçaların oturacakları alana uyacak şekilde küçültülmesi, daha hafif ve tescilli denizcilik malzemelerinden de yapılması daha modern ve fonksiyonel bir perspektiftir.

Dış güverte mobilyaları da güvertenin güzelliğini artırmanın yanı sıra teknede vakit geçirenlere rahatlık ve keyif vermek için tasarlanmalıdır. Bu nedenle, tüm güverte mobilyaları hava koşullarına dayanıklı olmalı ve yalnızca unsurlara değil açık havada yaşam ve yemek kültürüne de uygun olacak şekilde düzenli olarak bakım görmelidir.

Som Interior olarak biz de bu sektörde çalışmalarımıza hız vermiş durumdayız. Geçtiğimiz yıl faaliyet eksenini tekne mobilya ve dekorasyonu olarak belirleyerek kurduğumuz “Som Mare” markamız, bu yaz başında ilk projesini tamamladı. Yaratıcılık, estetik, konfor ve işlevsellik etrafında şekillendirdiğimiz modern tasarım ilkelerimizi denize taşımanın sevincini yaşıyoruz. Teknelere özel projelerimiz ve ürünlerimiz için her zaman bize ulaşabilirsiniz.