Huzur verici; sakinleştirici, doğadan ilham alan renk tonları, rahat şekiller ve geçmiş dönemlerin sadeliği. Pandemi etkisinin sürdüğü içinde bulunduğumuz yılda, iç mekanlar için hakim estetik bu karakterleri taşıyor. Dışarıda özlediğimiz o rahatlık, istikrar ve teselli hissini evdeki iç alanlarımıza getiriyoruz. Geçmişte birçoğumuz için çalışma saatleri arasında uğranan bir durak olan evler basit bir yuva olmanın ötesinde yeni bir temel üzerinde inşa ediliyor.

Belirsizlik çoğaldığında daha basit bir yaşamı özlemek insanın doğasında vardır. Çoğu trend analisti 2021’den itibaren nostaljinin hüküm süreceğini iddia ediyor. The Trend Curve Yazı İşleri Müdürü Michelle Lamb, “Antik Yunan’a ait dekoratif detaylar, modernize edilmiş veya uyarlanmış sütunlar yükselişlerinin zirvesine yakın bile değiller” diyor. “İnsanlar pandemiden rahatsız hissetmeye devam ettikçe, zamana meydan okuyan özelliklere bilinç altlarında geri dönüyor; insanlığın bu kadar kötü veya daha da kötü zamanlar geçirdiği ve her türlü hayatta kaldığı hissini arıyorlar.”

Uzmanlar, iç tasarımın şimdilik keskin kenarlardan uzak duracağı konusunda hemfikir. Şekiller eğrisel olmaya devam edecek ve bizi saracak. Küresel trend elçisi Patti Carpenter’ın dediği gibi “Güvendiğimiz bir arkadaşımızın sıcak bir kucaklaması gibi bu rahatlık hissini arzuluyoruz.” Kıvrımlı koltukların ve sandalyelerin yükselişi kolçakların gitgide uzamasıyla daha da sürecek.

Son dönemde Som oturma grubu tasarımlarında da özellikle vurguladığımız gibi dolgulu, döşemeli ve sıcak eşyaların evin anahtarı konumunda olduğu bu düzende kanepe, sadece uzanmak değil, aynı zamanda çalışmak, uyumak, belki yemek yemek ve daha fazlası için bir yer olarak yeniden önem kazanıyor. Genel olarak, daha önce ofis için tasarlanan koltuklar, evden çalışma yaşam tarzı değişikliğinden etkilenerek artık döşeme, yastıklar ve dolguyla daha yumuşak görünümleri benimseyerek evlerde de kullanılıyor.