Küresel renk otoritesi Pantone, 1999’dan bu yana her Aralık ayında yılın rengini açıklıyor ve enstitünün 2023 seçimi, kırmızı ailesinin canlı bir üyesi olarak göze çarpıyor. Pantone, seçimini açıklayan açıklamada, sıcak ve soğuğu dengeleyen “incelikli bir kızıl ton” olarak tanımladığı “Viva Magenta” için “alışılmadık bir zaman için alışılmadık bir renk” ifadesini kullanıyor. Açıklamada renkten, “cesur ve korkusuz, güçlü ve güçlendirici, cüretkar, esprili ve her şeyi kapsayan, deneyleri ve kısıtlama olmadan kendini ifade etmeyi teşvik eden hareketli bir kırmızı; heyecan verici, sınırsız bir gölge” olarak bahsediliyor.

Pantone Renk Enstitüsü’nün tercihi, moda, güzellik, teknoloji, tasarım ve ev dekorasyonu gibi sektörlerdeki en son trendleri yansıtmayı amaçlıyor. Aynı zamanda, zamanın ruhunu yakalamak için seçilen tonlarla bir tür ruh hali halkası görevi görüyor. Belirsizlikle karakterize edilen içinde bulunduğumuz gibi yıllarda, bu halka genellikle sakinleştiren veya canlandıran renkler anlamına geliyor. Pantone Renk Enstitüsü Başkan Yardımcısı Laurie Pressman’a göre, devam eden salgının ortasında Viva Magenta, yeniden ayağa kalkmaya çalışan bir dünyada güvence, güven ve bağlantıyı temsil ediyor.

Pressman, “Oldukça alışılmadık bir zamanda yaşıyoruz. Geleneksel hale gelen tek şey, onun alışılmadıklığıdır” diyor. “Düşüncelerimizi ve yapmak zorunda olduğumuz değişiklikleri etkileyen pek çok şey olsa da ağır basan etkinin Covid olduğuna şüphe yok.”

Pantone Renk Enstitüsü’nün Yönetici Direktörü Leatrice Eiseman ise renk tonunun kokineal adı verilen küçük böceklerden elde edilen doğal kırmızı boyadan ilham aldığını söylüyor. Eiseman, “Sanal dünyalar günlük hayatımızın daha belirgin bir parçası haline geldikçe, doğadan ve gerçek olandan ilham almaya çalışıyoruz” diyor ve ekliyor: “Kökleri ilkel olana dayanan Viva Magenta, bizi temel maddeye yeniden bağlar. Doğanın güçlerini çağırarak ruhumuzu canlandırır ve içsel gücümüzü geliştirmemize yardımcı olur.”

Vurgulanan tüm bu yeni dünya düzenine rağmen Viva Magenta inkar edilemez bir şekilde 1990’ların estetiğini çağrıştırıyor; bol kot pantolonların ve Dr. Martens’in yeniden dirilişinin doğal bir devamını anlatıyor. Özellikle Y kuşağının belirli bir alt kümesinin bu tonu her zaman parlak mobilyalar, saç lastikleri ve hiper renkli tişörtlerle ilişkilendirileceğini ve seveceğini düşünüyoruz.